Friday, June 7, 2013

biliyorum yapıyorsunuz | hedonist blog

karagozuktukaptan: Love against Destruction is the most...



karagozuktukaptan:

Love against Destruction is the most powerful Resistance. While the brutal police forces were striking us with teargas, we gently kissed each other. We felt that we're still alive. Love keeps us alive.

kneel down, move your lips and you will believe



kneel down, move your lips and you will believe

Photo



Photo



Photo



Photo











Photo



Photo



Photo



Photo



Photo



Photo



Photo



Photo





Photo



Photo



Photo



Photo



Ben evin içinde gezinirken o salona kurduğumuz yatağın her...



Ben evin içinde gezinirken o salona kurduğumuz yatağın her zamanki gibi solunda uzanıyor yüzüstü. Kafası yorganın biraz dışında.. Orada olduğunu bilmek ise bana huzur veriyor.  Hemen bir kaç metre ötemde. Nefesini tanıyorum. Birazdan yanına geleceğimi biliyormuş gibi nefes alıyor. Dedim ya, tanıyorum nefesini…

Yerdeki ıvır zıvırın üzerinden zıplayarak sokuluyorum yatağın kenarından yorganın altına, titriyorum biraz.  Yaklaşıyorum, aslında sırnaşıyorum. Sürpriz! Kırmızı iç çamaşırlarıyla karşılıyor beni yatağın içinde.Yorganı hafif kaldırıp sarı loş ışığın yansıdığı sırtını izliyorum . Yatağa biraz daha gömülüyor. Tek bir nefes daha veriyor, biraz daha derince. Artık nefesini dinliyorum sadece..

Vücudumu arkasından vücuduna yerleştiriyorum.  Ayaklarımı ayaklarına, dizlerimi dizlerinin arkasına, kasıklarımı kalçasına.. Belini biraz daha kırıyor, benim yaklaştığım yere iyice yerleştiriyor kendini. Ama hala uyuyor!?

Sırtıyla başbaşayım.

- Kaç yüz öpücük?

 Sırtında kuruyan dudaklarımla geziyorum. Sütyenini açıp öyle bırakıyorum omuzlarında. Hepsi birbirinden farklı şiddette ve tonda öpücük sesleri artık sıklaşan nefesine karışıyor. Beline doğru inmeme kalçalarını bana biraz daha yaklaştırarak karşılık veriyor. Kendini bana bırakıyor..

 Kendimi aşağı atıp poposuna sarılıyorum. Yanaklarımı soğukluğunda serinletiyorum. Belinden aşağı yuvarlayarak çıkarıyorum külodunu ayakuçlarından. Ayakları bana yardım ediyor ama o hala uyuyor..

 Kalçalarıyla baş başayım.

 - Kaç yüz öpücük?

 Nefesi artık bana yol göstermeye başladı. Kendini bana daha çok vermek istiyor. Nefesi iniltiye dönüşmeye başladığında sırtüstü çevirip bacaklarını ayırıyorum. Ve gözleri ilk o an açılıyor, uyanıyor..

 Sırtında geçirdiğim vakti burada da geçirebilirim. Her seferinde biraz daha yaklaşarak öpüyorum. Artık kuru değil öpücüklerim, ıslanıyor biraz. Boynu yorulana kadar ona ne yaptığımı izleyip başını geri atıyor yastığa. Dilimi onunla ıslattığım anla birlikte dizlerinin arkasından kavrayıp kaldırdığım bacakları titriyor kesik kesik. Gittikçe nefesi hızlanıyor; nefesi hızlandıkça dilim hızlanıyor; dilim hızlandıkça titremeleri hızlanıyor.. Bacaklarını bırakıp parmağımı ağzına veriyorum. Parmağımı ıslatıp bana geri veriyor. İçine sokarkenki kasılmasını izlemeyi çok seviyorum. Yarı açık yarı kapalı gözlerini izlerken alelacele şortumu tek bacağımdan çıkarıp aşağı itiyorum. Onu becermeye başlayacağım an yavaş hareket etmeyi seviyorum. Bacakları ayrık, elimle tutup yaklaştırıyorum. Her ilerlemeyi hissetmek istiyorum, içindeki her yeni noktayı kavrayabilmek. Sanırım dudaklarına yerleştirip boydan boya dokuna dokuna dibine geldiğimde ve şu an onun en derininde olduğum fikrini n keyfini çıkarırken bir dakika geçmiş oluyor..

 Onu becerirken en çok duyduğum şey "çok güzel.." hepsi farklı tonlarda…

Photo



No comments:

Post a Comment